Bayındırlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre 1 Temmuz'da başlaması hedeflenen "binalara enerji kimlik belgesi" düzenlenmesi uygulamasının başlaması 1 Ocak 2011'e ertelenmiş.
Gerekçe şu şekilde ifade ediliyor: "Enerji kimlik belgesi için ‘Binalarda Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi ve Ulusal Yazılım Programı' oluşturuldu. Ancak, oldukça önemli olan bu aşamanın hatasız işlemesi, çıkan aksaklık ve eksikliklere göre ulusal yazılım programının ilgili sektörlerle birlikte geliştirilmesi, kamuoyuna sunulması, yerel yönetimler, sektördeki ilgili kurum ve kuruluşlarla irtibatın sağlanmasıyla eğitim verilmesi ve uygulama sırasında yerel yönetimlerdeki birikmeleri önlemek için yönetmeliğin uygulama tarihi olan 1 Temmuz 2010'da değişiklik yapılması zarureti doğmuştur."
Açıklamanın tamamı için Bayındırlık Bakanlığı Web Sitesine göz atılabilir.
"Sürdürülebilir Bina (Yeşil Bina)" ve "Küresel İklim Değişikliği" konularında notlar...
30 Haziran 2010 Çarşamba
22 Haziran 2010 Salı
Yeni Bir Yeşil Bina Standardı
Uzun bir aradan sonra yaz aylarının azalttığı iş yükü ile birlikte blog'daki yazılarımıza devam ediyoruz.
LEED yeşil bina değerlendirme sistemini yakından tanıyanlar bilirler, değerlendirilen binanın enerji performansı ile ilgili olan kriter esasında ASHRAE (Amerikan Isıtma Soğutma İklimlendirme Mühendisleri Derneği) tarafından yayınlanan ASHRAE 90.1 standardını referans gösterir. Burada LEED sistemini yayınlayan USGBC (Amerikan Yeşil Bina Konseyi), zaten hali hazırda oturmuş bir enerji performansı değerlendirme yöntemini kullanmayı tercih etmiştir ve zaten aksini yapması Amerika'yı yeniden keşfetmek olarak nitelendirilebilir.
LEED kapsamında kullanıldığında binanın enerji modellemesinin yapılmasını da gerektiren ASHRAE 90.1 standardı, aslında ABD'de yasal niteliği olan bir standarttır, yani yapı ruhsat süreçlerinde uygulanabilecek bir dil ile yazılmıştır ve birçok eyaletin imar kanunlarında sekonder yasa olarak geçmektedir. Bu açıdan Türkiye'de Bayındırlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Binalarda Enerji Performansı yönetmeliği ile karşılaştırılabilir.
22 Ocak 2010 tarihinde ASHRAE bir adım daha öne gitti ve USBGC ile işbirliği yaparak 189.1 standardını yayınladı. Standardın Türkçe ismi "Yüksek Performanslı Yeşil Binalar için Yönetmelik." Üç senelik sancılı bir süreç sonrasında ortaya çıkan standart çok eleştiri almasına ve gereksiz olarak nitelenmesine rağmen aslında çok önemli bir işlevi yerine getiriyor. Yine yasal niteliği olan bu standart ile artık Amerikan imar yasalarında yeşil binalara bir tanım getirilmiş ve minimum gereksinimler ortaya konulmuş oluyor.
ASHRAE 189.1, aslında ilk bakışta LEED değerlendirme sistemine benziyor. Başlıklar neredeyse LEED-New Construction dokümanlarındaki başlıklar ile aynı. Burada USGBC tarafından ne kadar geniş bir katkı yapıldığı anlaşılıyor. Ancak bu standardı LEED'e veya diğer yeşil bina değerlendirme sistemlerine bir alternatif olarak görmek yanlış. Nitekim bu inşaat sektörü tarafından gönüllü olarak yaratılan ve puanlandırmaya (yani seçeneklere) dayalı bir sistem değil, yeşil binalar için minimum gereksinimleri tarif eden bir standart. Yani esasında bu standardın büyük bir bölümü, LEED sisteminde bulunan "Prerequisite", yani olmazsa olmaz kriterlere benzer şartlardan oluşuyor.
Bu açıdan bakıldığında ASHRAE 189.1 standardı, LEED sisteminde bulunan ve proje takımının tercihine bırakılan opsiyonları, uyulması gereken yasal zorunluluklar olarak yapı ruhsatlandırma sürecine dahil ediyor.
Standardın enerji performansı konusunda en dikkat çeken yönleri şunlar:
- Bina enerji modellemesinin saatlik bazda yapılarak bina enerji performansının standartın gerektirdiği "baseline" duruma göre ne kadar iyi olduğunun gösterilmesi fırsatının tasarımcılara verilmesi,
- ASHRAE 90.1 standardının aksine enerji performansının değerlendirilmesinde sadece parasal değerlerin (şebekeye ödenen yıllık elektrik bedeli gibi) kullanılması yerine enerji kaynaklarının CO2 salımlarının ve bina elektrik talebindeki pik değerlerin de göz önüne alınması,
- Öncüsü olan ASHRAE 90.1 standardına göre daha yüksek enerji performansı şartları getirmesi ve sonuçta binalarda %10 ila %30 arasında daha fazla enerji tasarrufunu sağlaması.
Standardın önsözünde de bahsedildiği gibi, ASHRAE 189.1, International Code Council tarafından geliştirilen ve tüm yeşil bina standartlarının omurgası olmaya aday IgCC'nin (Uluslarası Yeşil İnşaat Yönetmeliği) uygulanabilir bir versiyonu. Yani International Code Council standartları ile gayrimenkul geliştirme faaliyetinde bulunan bir kuruluş, kolaylıkla inşaat şartnamesine ASHRAE 189.1'i dahil ederek gayrimenkulun sürdürülebilir bir bina olmasını sağlıyabiliyor.
Yeşil yapı değerlendirme sistemlerinin standartlaştırılmaları, USGBC gibi kurumların tekelinden çıkarılmaları ve yasal olarak uygulamaya sokulmaları istenen birşey. Ancak bu sayede bu sistemler geniş bir uygulama alanı bulabilirler. USGBC gibi kurumlar da bu dönüşümü destekleyerek, sertifikalandırma gibi konularda kontrol kaybetme pahasına gerçekten yeşil yapı sektörünün gelişmesini sağlıyorlar. Zaten sertifikalandırma konusunda koydukları hedef en kısa zamanda bağımsız sertifikalandırıcı kuruluşlar tarafından ortak standartlar kullanılarak yeşil binaların sertifikalandırılmaları. Bu dönüşümün başlamış olduğunu bu senenin başından beri çalıştığımız projelerimizde görebiliyoruz, nitekim başvuru dokümanlarının değerlendirilmeleri artık USGBC veya kardeş kuruluşu GBCI tarafından değil, akredite edilmiş bağımsız kuruluşlar tarafından gerçekleştiriliyor.
LEED yeşil bina değerlendirme sistemini yakından tanıyanlar bilirler, değerlendirilen binanın enerji performansı ile ilgili olan kriter esasında ASHRAE (Amerikan Isıtma Soğutma İklimlendirme Mühendisleri Derneği) tarafından yayınlanan ASHRAE 90.1 standardını referans gösterir. Burada LEED sistemini yayınlayan USGBC (Amerikan Yeşil Bina Konseyi), zaten hali hazırda oturmuş bir enerji performansı değerlendirme yöntemini kullanmayı tercih etmiştir ve zaten aksini yapması Amerika'yı yeniden keşfetmek olarak nitelendirilebilir.
LEED kapsamında kullanıldığında binanın enerji modellemesinin yapılmasını da gerektiren ASHRAE 90.1 standardı, aslında ABD'de yasal niteliği olan bir standarttır, yani yapı ruhsat süreçlerinde uygulanabilecek bir dil ile yazılmıştır ve birçok eyaletin imar kanunlarında sekonder yasa olarak geçmektedir. Bu açıdan Türkiye'de Bayındırlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Binalarda Enerji Performansı yönetmeliği ile karşılaştırılabilir.
22 Ocak 2010 tarihinde ASHRAE bir adım daha öne gitti ve USBGC ile işbirliği yaparak 189.1 standardını yayınladı. Standardın Türkçe ismi "Yüksek Performanslı Yeşil Binalar için Yönetmelik." Üç senelik sancılı bir süreç sonrasında ortaya çıkan standart çok eleştiri almasına ve gereksiz olarak nitelenmesine rağmen aslında çok önemli bir işlevi yerine getiriyor. Yine yasal niteliği olan bu standart ile artık Amerikan imar yasalarında yeşil binalara bir tanım getirilmiş ve minimum gereksinimler ortaya konulmuş oluyor.
ASHRAE 189.1, aslında ilk bakışta LEED değerlendirme sistemine benziyor. Başlıklar neredeyse LEED-New Construction dokümanlarındaki başlıklar ile aynı. Burada USGBC tarafından ne kadar geniş bir katkı yapıldığı anlaşılıyor. Ancak bu standardı LEED'e veya diğer yeşil bina değerlendirme sistemlerine bir alternatif olarak görmek yanlış. Nitekim bu inşaat sektörü tarafından gönüllü olarak yaratılan ve puanlandırmaya (yani seçeneklere) dayalı bir sistem değil, yeşil binalar için minimum gereksinimleri tarif eden bir standart. Yani esasında bu standardın büyük bir bölümü, LEED sisteminde bulunan "Prerequisite", yani olmazsa olmaz kriterlere benzer şartlardan oluşuyor.
Bu açıdan bakıldığında ASHRAE 189.1 standardı, LEED sisteminde bulunan ve proje takımının tercihine bırakılan opsiyonları, uyulması gereken yasal zorunluluklar olarak yapı ruhsatlandırma sürecine dahil ediyor.
Standardın enerji performansı konusunda en dikkat çeken yönleri şunlar:
- Bina enerji modellemesinin saatlik bazda yapılarak bina enerji performansının standartın gerektirdiği "baseline" duruma göre ne kadar iyi olduğunun gösterilmesi fırsatının tasarımcılara verilmesi,
- ASHRAE 90.1 standardının aksine enerji performansının değerlendirilmesinde sadece parasal değerlerin (şebekeye ödenen yıllık elektrik bedeli gibi) kullanılması yerine enerji kaynaklarının CO2 salımlarının ve bina elektrik talebindeki pik değerlerin de göz önüne alınması,
- Öncüsü olan ASHRAE 90.1 standardına göre daha yüksek enerji performansı şartları getirmesi ve sonuçta binalarda %10 ila %30 arasında daha fazla enerji tasarrufunu sağlaması.
Standardın önsözünde de bahsedildiği gibi, ASHRAE 189.1, International Code Council tarafından geliştirilen ve tüm yeşil bina standartlarının omurgası olmaya aday IgCC'nin (Uluslarası Yeşil İnşaat Yönetmeliği) uygulanabilir bir versiyonu. Yani International Code Council standartları ile gayrimenkul geliştirme faaliyetinde bulunan bir kuruluş, kolaylıkla inşaat şartnamesine ASHRAE 189.1'i dahil ederek gayrimenkulun sürdürülebilir bir bina olmasını sağlıyabiliyor.
Yeşil yapı değerlendirme sistemlerinin standartlaştırılmaları, USGBC gibi kurumların tekelinden çıkarılmaları ve yasal olarak uygulamaya sokulmaları istenen birşey. Ancak bu sayede bu sistemler geniş bir uygulama alanı bulabilirler. USGBC gibi kurumlar da bu dönüşümü destekleyerek, sertifikalandırma gibi konularda kontrol kaybetme pahasına gerçekten yeşil yapı sektörünün gelişmesini sağlıyorlar. Zaten sertifikalandırma konusunda koydukları hedef en kısa zamanda bağımsız sertifikalandırıcı kuruluşlar tarafından ortak standartlar kullanılarak yeşil binaların sertifikalandırılmaları. Bu dönüşümün başlamış olduğunu bu senenin başından beri çalıştığımız projelerimizde görebiliyoruz, nitekim başvuru dokümanlarının değerlendirilmeleri artık USGBC veya kardeş kuruluşu GBCI tarafından değil, akredite edilmiş bağımsız kuruluşlar tarafından gerçekleştiriliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)