ABD Oregon eyaletinde bina enerji simülasyonu konusunda profesyonelleri bir araya getiren Building Simulation Users' Group, Ağustos ayında yaptıkları bir anketin sonucunu yayınladılar. Bina enerji modellemesi hizmeti veren 96 uzmanın katıldıkları anket, bina enerji modellemesi için geliştirilmiş bilgisayar programları hakkında faydalı bilgiler içeriyor. Anketin sonuçlarını aşağıda özetliyoruz.
Anket, yeni ve mevcut ofis binaları için kullanılan yazılımlar konusunda sorular içeriyor. Cevaplara göre yeni ofis binaları için mekanik yük hesaplarında kullanılan ilk 5 yazılım sırayla Trane TRACE, Elite Chvac, Carrier HAP, eQuest ve EnergyPlus . Mevcut binalarda ilk 5 ise Trane TRACE, Elite Chvac, eQuest, Carrier HAP ve EnergyPlus.
Bina enerji modellemesi konusunda ise eQuest açık arayla diğer tüm yazılımlara fark atıyor. Yeni binalar için tercihler şöyle:
eQuest (%82)
Trane TRACE (%30)
DOE 2.2 (%20)
EnergyPlus (%15)
Carrier HAP (%7)
Mevcut binalar için ise verilen cevaplar şu dağılımı ortaya çıkarıyor:
eQuest (%77)
Trane TRACE (%24)
EZ Sim (%21)
DOE 2.2 (%18)
EnergyPlus (%13)
Anketin ortaya çıkardığı başka bir nokta, bina geometrisinin enerji modelleme yazılımlarına nasıl girildiği. Yeni binalar için cevaplar, enerji modelleme uzmanlarının hala bina geometrisini yazılımda sıfırdan yaratmak zorunda olduklarını gösteriyor:
- Yazılıma manuel data girişi (%70)
- CAD yazılımından taşıma (%34)
- CAD yazılımından başka programlar aracılığıyla taşıma (%10)
- Bina geometrisi için başka yazılımların kullanımı (%7)
- Revit (%2)
- Revit - Green Building Studio (%2)
- Sketch-Up (%1)
- Open Studio (%1)
- AutoCAD veya Revit'ten gbXML dosyası (%1)
Building Simulation Users' Group'a http://groups.yahoo.com/group/BSUG adresinden ulaşılabilir.
"Sürdürülebilir Bina (Yeşil Bina)" ve "Küresel İklim Değişikliği" konularında notlar...
19 Aralık 2010 Pazar
15 Aralık 2010 Çarşamba
Yeni Websitemiz
Sürdürülebilir binalar konusunda verdiğimiz hizmetlere ayırdığımız yeni bir websitemiz var artık. Sizinle paylaşmak istedik:
http://www.eko-yapi.net
http://www.eko-yapi.net
10 Aralık 2010 Cuma
İlk Enerji Kimlik Belgesi Verildi!
Dün RENEX ECO fuarı açılışında "Bina Enerji Kimlik Belgeleri"nin verilmesinde kullanılacak olan BEP-TR sisteminin lansmanı yapıldı. Bayındırlık Bakanlığı binasının kimlik belgesi de Bakan Mustafa Demir'e verildi. Daha önce duyurmuştuk, teyid edilmiş oldu, Bayındırlık Bakanlığı binasının enerji sınıfı "E" olarak belirlenmiş. Sayın Bakan'ın bu durum karşısında sıkıntısını gizlememesi de bizi mutlu etti, binanın eskiliği vb. bahaneler ardına sığınmadan bu durumun düzeltilmesi gerektiğini ifade ettiler.
Bakan Mustafa Demir'in konuşmasında önemli bazı noktalar yakaladık, bunları sizlerle paylaşmak isteriz: Öncelikle yazılımın hazır olması sayesinde 1 Ocak'tan itibaren yeni ruhsat alan tüm yapılara "Enerji Kimlik Belgesi" düzenlenmesi şartı da yürürlüğe girmiş oluyor. Henüz bu kimlik belgesini vermeye yetkili olacak uzman eğitimleri tamamlanmış olmasa da eğitici eğitimlerinin tamamlandığını biliyoruz, Ocak başında uzman eğitimi vermeye hazırlanan bir kaç kurum olduğunu da.
Sayın Bakan, 2017'ye kadar tüm bina stokunun kimlik belgesine sahip olmasını hedeflediklerini ve 2012 sonrasında da mevcut binaların kabul edilebilir enerji sınıflarına (D üzeri) getirilmesi için önemli bir yatırım kredisi imkanı sağlamak üzere çalıştıklarını ifade etti. Öncelikli hedefin binaların yalıtım özelliklerinin düzeltilmesi olacağı açık. Ancak, 2017'ye kadar tüm bina stokuna kimlik belgesi verebilecek kadar uzmanın nasıl yetiştirileceği bizim için bir soru işareti. Özellikle de konu sadece "Enerji Verimliliği Danışmanlığı" şirketleri ve bir kaç mühendislik disiplininin tekeline bırakılmış iken. Bu konudaki düzenlemenin sistem işlerlik kazandıkça gözden geçirileceğine inanıyoruz.
Sayın Bakan, 2011 senesi içerisinde 100 adet seçilmiş kamu binasının, bir tanesi de Bayındırlık Bakanlığı'nın kendi binası olmak üzere, enerji sınıfının iyileştirilmesi konusunda bir proje yürüteceklerini de açıkladı. Bu konuda bir önerimiz olacak: Bu binaların bir kısmı ile ilgili enerji kimlik belgesine uygunluğun ötesinde de hedefler belirlenmeli ve birer yarışma ile bu alanlarda projeler geliştirilmesi hedeflenmeli. Örneğin simgesel önemi olan bazı binaların yenilenen ve değer katılan cepheleri ile hem enerji tasarrufu yapmaları, hem de değerlerini arttırmaları mümkün olacaktır. Bir ya da bir kaç bina için "0" emisyon gibi hedefler dahi belirlenebilir ve bu hedefe ulaşmak için yapılan denemelerin örnek olması sağlanabilir. Sanıyoruz konu geliştikçe mimarlık camiası da Arkitera vb. sektörel iletişim kanalları aracılığı ile konuyla ilgili düşüncesinin dikkate alınmasını talep edecektir.
Öğrendiğimiz başka bir konu ise Bayındırlık Bakanlığı'nın yeni bir hizmet binası projesi yürütmekte olduğu ve bu binanın yüksek verimlilikte, yenilenebilir enerji teknolojilerini kullanan, örnek bir bina olacağı. Bu noktada "Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği"nin 20.000 mkare üzerindeki binalarda yenilenebilir kaynakların kullanımını zorunlu kıldığını hatırlatmak isteriz, bu maddenin uygulanması konusunda Bayındırlık Bakanlığı kararlı gözüküyor.
Bakan Mustafa Demir'in konuşmasında önemli bazı noktalar yakaladık, bunları sizlerle paylaşmak isteriz: Öncelikle yazılımın hazır olması sayesinde 1 Ocak'tan itibaren yeni ruhsat alan tüm yapılara "Enerji Kimlik Belgesi" düzenlenmesi şartı da yürürlüğe girmiş oluyor. Henüz bu kimlik belgesini vermeye yetkili olacak uzman eğitimleri tamamlanmış olmasa da eğitici eğitimlerinin tamamlandığını biliyoruz, Ocak başında uzman eğitimi vermeye hazırlanan bir kaç kurum olduğunu da.
Sayın Bakan, 2017'ye kadar tüm bina stokunun kimlik belgesine sahip olmasını hedeflediklerini ve 2012 sonrasında da mevcut binaların kabul edilebilir enerji sınıflarına (D üzeri) getirilmesi için önemli bir yatırım kredisi imkanı sağlamak üzere çalıştıklarını ifade etti. Öncelikli hedefin binaların yalıtım özelliklerinin düzeltilmesi olacağı açık. Ancak, 2017'ye kadar tüm bina stokuna kimlik belgesi verebilecek kadar uzmanın nasıl yetiştirileceği bizim için bir soru işareti. Özellikle de konu sadece "Enerji Verimliliği Danışmanlığı" şirketleri ve bir kaç mühendislik disiplininin tekeline bırakılmış iken. Bu konudaki düzenlemenin sistem işlerlik kazandıkça gözden geçirileceğine inanıyoruz.
Sayın Bakan, 2011 senesi içerisinde 100 adet seçilmiş kamu binasının, bir tanesi de Bayındırlık Bakanlığı'nın kendi binası olmak üzere, enerji sınıfının iyileştirilmesi konusunda bir proje yürüteceklerini de açıkladı. Bu konuda bir önerimiz olacak: Bu binaların bir kısmı ile ilgili enerji kimlik belgesine uygunluğun ötesinde de hedefler belirlenmeli ve birer yarışma ile bu alanlarda projeler geliştirilmesi hedeflenmeli. Örneğin simgesel önemi olan bazı binaların yenilenen ve değer katılan cepheleri ile hem enerji tasarrufu yapmaları, hem de değerlerini arttırmaları mümkün olacaktır. Bir ya da bir kaç bina için "0" emisyon gibi hedefler dahi belirlenebilir ve bu hedefe ulaşmak için yapılan denemelerin örnek olması sağlanabilir. Sanıyoruz konu geliştikçe mimarlık camiası da Arkitera vb. sektörel iletişim kanalları aracılığı ile konuyla ilgili düşüncesinin dikkate alınmasını talep edecektir.
Öğrendiğimiz başka bir konu ise Bayındırlık Bakanlığı'nın yeni bir hizmet binası projesi yürütmekte olduğu ve bu binanın yüksek verimlilikte, yenilenebilir enerji teknolojilerini kullanan, örnek bir bina olacağı. Bu noktada "Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği"nin 20.000 mkare üzerindeki binalarda yenilenebilir kaynakların kullanımını zorunlu kıldığını hatırlatmak isteriz, bu maddenin uygulanması konusunda Bayındırlık Bakanlığı kararlı gözüküyor.
9 Aralık 2010 Perşembe
Siz de Elektrik Üreticisi Olabilirsiniz!
Eğer tüzel bir kişilik iseniz, evet, siz de elektrik üretip ihtiyacınızdan fazlasını dağıtım şirketinize satabilirsiniz... Eğer gerçek bir kişi olarak bu işi yapmaya niyetlenirseniz, üzgünüz, kimse sizden fazla elektriğinizi satın almayacak.
3 Aralık Cuma günü Resmi Gazete'de "Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi" başlıklı bir yönetmelik yayınlandı. Yasa gereği lisans alması gerekmeyen 500 kW altı elektrik üretim tesislerinin şebeke bağlantılarının nasıl yapılacağını düzenliyor bu Yönetmelik. Detaylara girmeden özetlemek gerekirse bir gerçek ya da tüzel kişi kendi ihtiyacını karşılamak için kuracağı toplam 500 kW gücündeki yenilenebilir enerji ya da kojenerasyon tesisleri için ayrı bir şirket kurmak ve lisans almak durumunda değil. Bu yatırımcının bir tüzel kişi olması durumunda toplam üretilen elektrikten toplam tüketimin çıkartılması ile hesaplanan net fazla değer de dağıtım şirketi tarafından tamamen (iletim kayıpları düşüldükten sonra) satın alınmak zorunda. Elektrik üretiminin yenilenebilir kaynaklar ile yapılması durumunda "Yenilenebilir Enerji Yasa"sının belirlediği fiyat satın alma fiyatı olarak tespit edilmiş.
Bunun anlamı nedir? Fabrikanızın ya da deponuzun çatısına bir güneş enerjisi tesisi kurabilirsiniz. Ya da turizm tesisiniz adına bir arazi kiralayıp güneş, rüzgar ya da jeotermal kaynaklardan enerji üretimi yapabilirsiniz. Bu tesislerde üretilen elektrik, her bir fatura okuma döneminde toplam tüketiminizden düşülecek yani bir şekilde elektrik tasarrufu yapmış olacaksınız. Bunun için anlık ölçüm yapan çift yönlü sayaçlar kullanılacak yani elektriğin daha pahalı olduğu gündüz saatlerinde üretilen, örneğin güneşten elde edilen, elektrik size daha büyük bir tasarruf sağlıyor olacak.
Stratejinizi biraz farklı belirleyip toplam tüketiminizin üzerinde elektrik üretecek bir yatırım yapmayı da tercih edebilirsiniz. Düşük enerji tüketimli bir binanız olduğunu varsayalım. Ya da varsayım yapmak yerine gerçek bir örnekten hareket edelim. Fransa'nın "pozitif enerji"li ilk güneş enerjisi projesinin tamamlandığına dair bir haber var elimizde. Yılda 75.000 kWh tüketen bir fabrikada 1500 mkarelik bir alana kurulan fotovoltaik sistemin senede 228.000 kWh üretmesi bekleniyor, 153.000 kWhlik fazla enerji şebekeye beslenebilecek.
Bu yatırımı biraz dikkatli inceleyelim: Güney Fransa'da, senede 228.000 kWh enerji üretecek bir güneş enerjisi yatırımın muhtemel kurulu gücü kaba bir tahminle 190 kW civarındadır. 190 kW'lık bir tesisin uluslararası piyasa fiyatları ile maliyeti 700.000 Euro civarında olacaktır. Yatırımın Fransa'da değil de Türkiye'de yapılmış olduğunu varsayarsak getirileri şu şekilde olacaktır:
- 153.000 kWh 10-15 Eurocent arası olacağını beklediğimiz bir destekleme fiyatı ile dağıtım şirketine satılacak: 15.300 Euro - 22.950 Euro senelik getiri.
- 75.000 kWh elektrik tasarrufu gündüz saatlerinde sağlanacak -> Yaklaşık 18.750 TL = 9.600 Euro
Toplamda 24.900 Euro ile 32.550 Euro arası senelik getirisi olan bir proje, bu rakamlarla 21 ile 28 sene arasında bir geri dönüş sağlayacaktır. Fransa'dan daha elverişli bir konumda (Türkiye'de) kurulan benzer bir tesisin %20 ilave üretim sağlayacağını varsaysak bile süre 17 ila 22 sene arasında gerçekleşecektir.
Bu sürenin finansal bir beklenti ile yapılan bir yatırım için riskli ve uzun olduğu açıkça ortada. Süreyi 10 sene civarına indirmek Türkiye'de binalara entegre güneş enerjisi yatırımlarının ve buna paralel olarak teknoloji geliştirmenin önünü açacaktır, enerji tasarrufuna ve güneşin kullanımına büyük katkı sağlayacaktır. Bu nedenle Fransa'da olduğu gibi binaya entegre yatırımlar için farklı bir tarife olması gerekmektedir. Fransa'nın şu andaki destekleme tarifesi 50 Eurocent/kWh'dir, Türkiye'de buna yaklaşılamayacağını çok iyi biliyoruz ancak binalarda enerji tasarrufunu desteklemek adına Yenilenebilir Enerji Yasası'nda lisanssız sistemler için özel bir düzenleme yapılabileceğine inanıyoruz.
3 Aralık Cuma günü Resmi Gazete'de "Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi" başlıklı bir yönetmelik yayınlandı. Yasa gereği lisans alması gerekmeyen 500 kW altı elektrik üretim tesislerinin şebeke bağlantılarının nasıl yapılacağını düzenliyor bu Yönetmelik. Detaylara girmeden özetlemek gerekirse bir gerçek ya da tüzel kişi kendi ihtiyacını karşılamak için kuracağı toplam 500 kW gücündeki yenilenebilir enerji ya da kojenerasyon tesisleri için ayrı bir şirket kurmak ve lisans almak durumunda değil. Bu yatırımcının bir tüzel kişi olması durumunda toplam üretilen elektrikten toplam tüketimin çıkartılması ile hesaplanan net fazla değer de dağıtım şirketi tarafından tamamen (iletim kayıpları düşüldükten sonra) satın alınmak zorunda. Elektrik üretiminin yenilenebilir kaynaklar ile yapılması durumunda "Yenilenebilir Enerji Yasa"sının belirlediği fiyat satın alma fiyatı olarak tespit edilmiş.
Bunun anlamı nedir? Fabrikanızın ya da deponuzun çatısına bir güneş enerjisi tesisi kurabilirsiniz. Ya da turizm tesisiniz adına bir arazi kiralayıp güneş, rüzgar ya da jeotermal kaynaklardan enerji üretimi yapabilirsiniz. Bu tesislerde üretilen elektrik, her bir fatura okuma döneminde toplam tüketiminizden düşülecek yani bir şekilde elektrik tasarrufu yapmış olacaksınız. Bunun için anlık ölçüm yapan çift yönlü sayaçlar kullanılacak yani elektriğin daha pahalı olduğu gündüz saatlerinde üretilen, örneğin güneşten elde edilen, elektrik size daha büyük bir tasarruf sağlıyor olacak.
Stratejinizi biraz farklı belirleyip toplam tüketiminizin üzerinde elektrik üretecek bir yatırım yapmayı da tercih edebilirsiniz. Düşük enerji tüketimli bir binanız olduğunu varsayalım. Ya da varsayım yapmak yerine gerçek bir örnekten hareket edelim. Fransa'nın "pozitif enerji"li ilk güneş enerjisi projesinin tamamlandığına dair bir haber var elimizde. Yılda 75.000 kWh tüketen bir fabrikada 1500 mkarelik bir alana kurulan fotovoltaik sistemin senede 228.000 kWh üretmesi bekleniyor, 153.000 kWhlik fazla enerji şebekeye beslenebilecek.
Bu yatırımı biraz dikkatli inceleyelim: Güney Fransa'da, senede 228.000 kWh enerji üretecek bir güneş enerjisi yatırımın muhtemel kurulu gücü kaba bir tahminle 190 kW civarındadır. 190 kW'lık bir tesisin uluslararası piyasa fiyatları ile maliyeti 700.000 Euro civarında olacaktır. Yatırımın Fransa'da değil de Türkiye'de yapılmış olduğunu varsayarsak getirileri şu şekilde olacaktır:
- 153.000 kWh 10-15 Eurocent arası olacağını beklediğimiz bir destekleme fiyatı ile dağıtım şirketine satılacak: 15.300 Euro - 22.950 Euro senelik getiri.
- 75.000 kWh elektrik tasarrufu gündüz saatlerinde sağlanacak -> Yaklaşık 18.750 TL = 9.600 Euro
Toplamda 24.900 Euro ile 32.550 Euro arası senelik getirisi olan bir proje, bu rakamlarla 21 ile 28 sene arasında bir geri dönüş sağlayacaktır. Fransa'dan daha elverişli bir konumda (Türkiye'de) kurulan benzer bir tesisin %20 ilave üretim sağlayacağını varsaysak bile süre 17 ila 22 sene arasında gerçekleşecektir.
Bu sürenin finansal bir beklenti ile yapılan bir yatırım için riskli ve uzun olduğu açıkça ortada. Süreyi 10 sene civarına indirmek Türkiye'de binalara entegre güneş enerjisi yatırımlarının ve buna paralel olarak teknoloji geliştirmenin önünü açacaktır, enerji tasarrufuna ve güneşin kullanımına büyük katkı sağlayacaktır. Bu nedenle Fransa'da olduğu gibi binaya entegre yatırımlar için farklı bir tarife olması gerekmektedir. Fransa'nın şu andaki destekleme tarifesi 50 Eurocent/kWh'dir, Türkiye'de buna yaklaşılamayacağını çok iyi biliyoruz ancak binalarda enerji tasarrufunu desteklemek adına Yenilenebilir Enerji Yasası'nda lisanssız sistemler için özel bir düzenleme yapılabileceğine inanıyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)